3 Mayıs 2011 Salı

‘Başkaldırı’ya sansür



CEREN ÇIPLAK


Kazım Özün filmi Ax(Toprak), Çayan Demirelin Dersim 38inden sonra şimdi de Aydın Orakın arşiv görüntüleri eşliğinde 1992 yılında Şırnak Cizredeki kanlı Nevruzu anlattığı filmi Bir Başkaldırı Destanı: BerivanKültür ve Turizm Bakanlığının sansürüne takıldı. Geçen haftalarda belgeselinin bakanlığın engeline takılmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen ve sansüre tepkisini dile getiren Orakın filminin önümüzdeki ay gösterime girmesi planlanıyordu.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca gazetemize yapılan açıklamada, filmin salt bakanlıkça değil, bakanlık bünyesinde toplanan Sinema ve Video Eserlerini Değerlendirme, Sınırlandırma ve Sınıflandırma Komisyonunca sakıncalıbulunduğu belirtiliyor.

Aydın Orak, 50 dakikalık belgesel filminin bakanlığın engeline takılmasıyla ilgili olarak Sanatsal bir faaliyet için izinisteniyorsa ve bu izin verilmiyorsa ne kadar geride olduğumuzun resmidirdiyor.

Öte taraftan film, daha birkaç hafta önce 30. İstanbul Film Festivalinde sakıncalıbulunmayarak sinemaseverlerle buluşmuştu. Festivalin direktörü Azize Tan filmin yasaklanmasını demokratikleşme ve düşünce özgürlüğünün çokça tartışıldığı bugünlerde endişe verici bulduğunu söylüyor ve Sansür uzun yıllardır ülke gündeminden uzaklaşmış görünse de aslında hiçbir zaman tam olarak ortadan kalkmadıdiyor. Tan festivalin 30 yıllık tarihinde sansüre karşı ciddi mücadeleler verildiğini de belirterek bir de örnek veriyor. “1988’de Elia Kazanın jüri başkanı olduğu yıl beş filmin sansürlenmesi üzerine Elia Kazan Türkiyeden sanatçılarla yürümüş ve sansürün en azından festivallerde gösterilen yabancı filmlere uygulanmaması konusunda bir değişiklik yapılmıştı.”

Filmin komisyon tarafından Anayasamızın temel ilkelerine aykırı, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyici, tarihi olayları çarpıtan, toplumda kin ve nefret düşmanlığını körükleyen ve PKK propagandası yapan unsurlar içerdiğine kanaat getirilmesine de yanıtı var Orakın Siz devlet adına veya darbe anayasasından yola çıkarak bir filmi izlerseniz, tabii ki anayasaya aykırı olarak değerlendirirsinizdiyor. Orak Burada karar vermesi gereken bir merci varsa o da seyirci olmalı diyerek filmin Doğrudan panzerden ateş açma, insanların kafalarını panzerle ezme görüntülerinin yer aldığı, kurmaca bir diyalog, bir görüntünün bile olmadığı, tanıklarının hepsinin gerçek olduğu bir belgeselolduğunu vurguluyor.

Gazetemizin sinema yazarı Alper Turgut iseBerivanın gerçekten beslendiğini, 1992 yılında Cizrede yaşananların, son günlerde Güneydoğuda yaşananlardan farkı olmadığına değinerek sansüre şu sözlerle tepki gösteriyor: Ahmet Şıkın henüz çıkmamış İmamın Ordusukitabını yasaklayıp bulunduranların terörist ilan edildiği günümüz Türkiyesinde artık bana şaşırtıcı gelmiyor. AKPnin ileri demokrasidiye dillendirdiği şey, memleketi özgürlükler yönünden geriye götürüyor. Sonuçta Berivan’, sansürlenen ilk belgesel de değil. Gerici zihniyet hâkim olduğu sürece, son da olmayacak. Ne yazık ki… ”